19 Mayıs 2013 Pazar

Meçhul Zihinlere Veda Busesi



Arada kalmışlığın hüznünü yaşarken, bir yandan da… Daha yirmi yaşındayken hayatın kısa bir özetinde dalgalandığını sanan cühelâdan yalnızca biriyim.

Çirkin bir fragmanın hiç umursanmayan ayrıntısında, arafın püsküllü tatsızlığını yumruklarken yazdığım bu satırların, dünya edebiyat tecmiasına hiçbir şey katmadığını yalnızca tahmin edebiliyorum. Lâkin, yazmak denen kahpe kültürsüzlüğün acı hicabını damarlarımdan atacak mukavemete henüz sahip değilim. Uyuşmuş beyninin, biçare parmaklarına haykırdığı iktidarsızlığı yazmakta arayan her cahil gibi, ‘minvaline bir türlü erişemediğim yaşamak’ın hain sancılarına parmak basmaktan sıkılmadığımı söylersem, dünyanın en büyük ikinci yalanını -acz ve fakrını önemseyemeyen- meçhul zihinlere püskürtmekten başka bir şey yapmış olmam. Ki bundan zevk duyarım.

Uzun -ve belki de anlaşılmaz- bir kelam silsilesine burada son vermek ve şuursuzluk bulamacına fikirlerimi banmak üzere şimdilik elveda.

Selâmetle

safaret