15 Temmuz 2013 Pazartesi

Ölmeden Evvel İzleseniz İyi Olur Dediğim Filmler

Kendimi bir film eleştirmeni olabilecek seviyede görmüyorum ama kendi çapımda iyi film izleyen birisi olarak, film seçkisi yapmak istedim. Film değerlendirmesi yapmayı kendi haddime görmediğim için bu yolu seçtim. IMDb diye bir site var, çoğu kişi biliyordur zaten. Orada 10 üzerinden 7 puan ve üstü verdiğim filmleri koydum bu seçkiye. Puanlamalar çok değişken aslında. Buradaki filmlere tekrar puan verdirseniz sıralamalar değişir belki de. Ama yaklaşık olarak buradaki sıralama bu filmlere olan beğenimi de gösteriyor. Neyse lafı çok uzattım, herkese iyi seyirler...

Dipnot: Bu yazıyı ilk yazdığımda listede 189 film vardı, Bu yüzden ilk metindeki "Buradaki 189 filme..." diye geçen kısmı değiştirmemiştim ve her yeni 7-puan-üzeri film izlediğimde bunu da listeye en üstten ekleyip ve başlığı yeniliyordum. Şimdi daha pratik olması açısından IMDb'de yaptığım puanlama listesinin linkini paylaşıyorum aşağıda. Bu linke tıklayarak hem benim verdiğim puanları görebilir hem de IMDb'de topluluğun verdiği puanı görebilirsiniz. Tekrardan iyi seyirler dilerim...

İşte o liste:
https://www.imdb.com/user/ur25360660/ratings?sort=your_rating,desc&ratingFilter=0&mode=detail&ref_=undefined&lastPosition=0

12 Temmuz 2013 Cuma

galiba Allahım



onu galiba
ben öldürdüm.
evet hala emin değilim,
ben mi öldürdüm
yoksa bir rüzgara mı kurban gitti kadim dostum.

ellerime alınca titremeseydi
ağlamazdım şimdi.
bir erkek asla ağlamaz
gerekmedikçe.
o da bir erkekti
ve onu galiba ben öldürdüm.
evet hala emin değilim.

sağ kolundaki iltihap
kurumuş muydu serin bir yaylada yoksa
yoksa daha mı kabarmıştı ağrıları
şu cehennemden tadımlık güneşin altında.

bilmiyorum Allahım
bilmiyorum.
kahrediyor beni bu cahiliyet.
arka fonda
gnossienne çalıyordu sanırım
o öldüğünde.

evet evet onu galiba
ben öldürdüm.
bu acı hiç geçecek mi acaba
ya da
bir gün geçmeyecek mi.

Allahım zalimdim
zulmüm bana ters köşe yaptı.
futbolu sevmediğim kadar sevmiştim oysaki o adamı.

ama galiba onu
ben öldürdüm.
evet hala emin değilim.
kancık bir yaz akşamı onun katili olamayacak kadar masum duruyor.
bense şu kıvır kıvır sakallarımla
bir gasil hane memurundan halliceyim.

Allahım kurtar beni bu azabdan
olmaz mı?
istemeden oldu
yemin ederim
istemeden oldu.
isteyerek adam
öldürür mü hiç insan.

ben öldürmedim onu
Allahım
bu yük omuzlarımın haddinden çok yukarda.

kurtar beni şu vicdandan
yoksa alıp başımı gideceğim Allahım.
güneş bile daha serin olabilir
şu berbat yataktan.

Allahım o adamı
artık eminim
ben öldürdüm onu.
sen de beni öldür
de kalmasın üzerimde kanı.
al lütfen şu canı!

mukkâtil

Hazıra Nâzır - Bir Modernite Reddiyesi


Her yer köşe yazısı, her yer komplo, her yer idea, her yer kin.
Bu kadar meçhul ve muğlak içersinde dahi herkes ne kadar da emin.
E düşünmek yorucu ve sıkıcı tabi, düşünmeye ne hâcet?
Al hazır fikri, ezberle sloganı, haykır "hakikat"i (!) gitsin.

Modernite bizlere iki şey sundu: “emin”lik ve “hazır”lık.

Batının “emniyeti” bize pek uymadı doğrusu. Çünkü sabit bir hakikati olan İslâm âleminin bir mürşid arayışı yoktu. Fakat eski pusulasını parçalayıp toprağın iki metre altına gömmüş olan yeniçağ avrupası için yeni bir gösterge lazımdı. Ve belirlendi “mürşid”: Bilim. 


Pozitivizmi dini belleyen avrupa bize uzaktı artık. İslâm âlemi için bilgi ancak bir araç olabilirdi. Bilim, hakikatten sunulan bir parçaydı yalnızca veya hakikate götüren bir tarîk. Hâl-i hazırdaki post modern batı toplumuna baktığımızda da, yaptığı putları yemeye alışmış olan Avrupa cahiliyyesinin şimdilerde hakikatin izafîliğinden ve çokkültürlülükten dem vurduğunu görürüz. Ne de olsa hedefsiz bir kurşun döner durur sahibini vurur. Neyse mevzum şimdilik bu değil.


Eminlik bir yana; hazıra tamah, maalesef ki İslâm toplumlarına da fena halde tutkallanmıştır. Hazırdan kastım yalnızca hazır yemek, hazır giyim vesaire gibi şeyler değil. Hazır fikir, hazır söz, hazır taraf, hazır fikriyat… Modernite tüm insanlığın kulağını “Yorma kendini, boşveeer! Bak burada hazırı var gardaş” diye tırmaladı. Cemil Meriç’in “ideolojiler”le alıp veremediği de budur işte! Fikrin hazırı olmaz! Hayatını bir futbol taraftarı gibi sloganlarla ikame ve idame ettiremezsin! Düşünmek zorundasın ey insanoğlu! Düşünmek zorundasın. Ki düşünmemek, Allah’ın sana verdiği -belki de- en büyük nimete şükürsüzlüktür.


إِنَّ شَرَّ الدَّوَابَّ عِندَ اللّهِ الصُّمُّ الْبُكْمُ الَّذِينَ لاَ يَعْقِلُونَ
“Yeryüzünde dolaşan canlıların Allah katında en kötüsü akletmeyen* o sağır ve dilsizlerdir.”
Enfâl - 22

*: Türkçede tam karşılığı olmayan عقِل kelimesine mealen "akletmek" fiilini kullansam da, tam manasıyla ifade edemediği için bu şerhi düşme gereği hissettim. عقِل'ın ingilizcedeki karşılığı olan “to reason” kelimesi için bkz.: http://en.wiktionary.org/wiki/reason


A. Eyüp Harput