"Zaman döngüsü, kendi gerçekliğini saf uzay-zaman gerçelliğinden alır. Eğer viral bir uzay koridoru ortaya çıkarsa bu koridordan zamanın dipüler ve kodipüler boşluklarına rahatça sızılabilir. Temel görelilik buna izin vermese de kuantum fiziği bunu yapabilmemize imkan sağlar. Bu da bizi şu sonuca götürür: Eğer yeterince güçlü bir imge yoğunlaştırılabilirse, bu viral bir uzay koridor açmaya yeter. Ve böylece zamanda ve mekanda serbestçe dolaşmaya başlayabilirsiniz. İşte bu, bize yıldızların yolunu açacak şeydir.
Buradaki asıl problematik şudur ki, bugüne dek kimse yoğunlaştırılmış güçlü bir imge elde edemedi. !962'de Teksas'ta Profesör Irvingham gereken imgesel boşluğun bir kısmını iyonlaştırmayla elde etti. Ancak bu sadece gerekenin 250/1'i idi. Bu bile ülkenin yarısının elektriğinin kesilmesine neden olmuştu. Dolayısıyla deneylere son verildi, kimse ışınlanmanın ve zamanda yolculuğun peşine düşmedi.
Fakat şimdi görüyoruz ki, dünyanın her yerinde insan idrarları ortaya çıkıyor. Hepsi yokluktan ortaya çıkıp yoklukta kayboluyor. Tespitlerimize göre idrarın çıkış noktası Beyaz Saray Kütüphanesi ve bitiş noktası da Oxford Üniversitesi Kuzey Kampüsü. İdrar bu aralıkta tüm dünyayı dolaşıyor ve aslına bakarsanız tüm bu idrar yolculuğu aynı anda başlayıp bitiyor.
Zamanın bir köşesine sıkışmış bir işeme eylemiyle karşı karşıyayız.
Naçizane teorim şudur ki: dünya üzerindeki biri, İmgesel yoğunlaştırma işlemini başardı. Fakat bunu bilinçli bir şekilde yapmadı, bu onun kendi vücudunda ortaya çıkan bir yan etkiydi. Yoğun araştırmalarım göstermektedir ki, imgesel yoğunlaştırma ancak ve ancak saf bir genç beyinde gerçekleştirilebilir.
Bir çocuğun beyni...
Zaten idrarın çıkış noktasına baktığımızda fizyolojik ögelerin tutarlılığı bunu bize gösteriyor.
Bir çocuk, tüm dünyaya işeyerek bizimle dalga geçiyor...
Farkında değil ama bu...
Fiziğin çöküşüdür...
Bu, kaostur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder